2014 Anime Sıralaması




2014 yılı slice of life türünde başarılı animeler çıkarsa da, vasat olarak hatırlayacağım bir yıl oldu. Yıl boyunca izlediğim animeleri, kötüden iyiye doğru sıraladım. Sizlerde, isterseniz kendi sıralamalarınızı yorum olarak belirtebilirsiniz. Sıralamaya geçmeden önce bahsetmek istediğim bir iki şey var…

Öncelikle belirtmek istediğim husus, hangi tarihler arasında yayınlanan animelerin bu sıralamaya dâhil olduğu. Listeye dâhil olan animelerin (Bir istisna hariç) hepsi 2014 yılında başlayan animeler. Ne zaman tamamlandıkları ise önemli değil. Eğer bu listeyi  2014 yılı biter bitmez yapsaydım, Kiseijuu ve Nanatsu no taizai gibi o dönemde henüz tamamlanmamış animelerin sıralaması çok farklı olurdu. Bu yüzden listeyi yapmak için 2014 yılında başlayan bütün animelerin tamamlanmasını bekledim. Listede 2014 yılında başlamayan tek bir istisna var, o da Daiya no Ace. Daiya’yı koyduğum kurallardan ayrıcalıklı tutmanın sebebi, anime 2013 de başlamasına rağmen büyük çoğunluğun 2014 yılında yayınlanması. 2014 yılının tamamında yayınlanan bu seriyi listeye dâhil etmekten kendimi alıkoyamadım.

İkinci olarak belirtmek istediğim şey ise, bu listenin benim baştan sona kadar izleyebildiğim animelerden oluşuyor olması. Mushishi, Ping Pong gibi serileri listede görmeyince, beni çarmıha germeden önce bunu göz önünde bulundurursanız sevinirim.
Ön planda olan bazı serilerin neden listemde olmadığı ile ilgili kısaca bilgiler verecek olursam...

Akatsuki no Yona 

Bir kız ve çevresinde bir sürü yakışıklı erkeği görünce, kendi kendime reverse harem damgasını vurdum Akatsuki no Yona’ya. Fakat hakkında duyduklarım ve okuduklarım sayesinde büyük bir hata yapmış olabileceğimi anladım. Vakit bulabilirsem izleyeceğim serilerden birisi.

Hoozuki no Reitesu

Başladığı zaman ilk bölümü hakkında yazdığım, hoşuma da giden bir seriydi aslında. O dönemki zaman darlığı nedeniyle birçok bölümünü kaçırınca, topluca izleme fikri gözümde fazla büyüdü.

Mushishi Zoku Shou

Çok izlemek istediğim bir seri ama henüz ilk sezonunu izleyemediğim için iki parçaya bölünerek yayınlanan bu devam serisini de izleyemedim.

No game No Life

İlk birkaç bölümü izledim ama neden bu kadar abartıldığını anlayamadım. Zaten oyun temalı animelerden pek hoşlanmadığım için izlemeyi bıraktım.

Ping Pong

Kendine has bir stili olduğundan şüphem yok ama bu tarz animasyonlar bana son derece itici geliyor. İleride de izleyeceğimi sanmıyorum.

Space Dandy

Bunun ana karakteri ve dünyası çok itici gözüktüğü için izlemeyi düşünmedim. İzlersem belki de beğenebilirim ama yine de pek bulaşmaya niyetim yok.

Sidonio no Kishi

Yine animasyon tarzının ve karakter tasarımlarının beni kendinden uzaklaştırması dolayısıyla izlemediğim bir seri Sidonia no Kishi. Zaten Mechalardan da pek hoşlanmayan benim için, fazla negatif unsuru bir arada bulunduruyor.


33-Mekakucity Actors



Rezalet! Olabilecek en kötü süre planlaması ve anlatım örneklerinden birisi. [+]


32-Mahouka Koukou no Rettousei



-Tatsuya-kun bunu nasıl yaptın?
+Şöyle… (Sıkıcı teknolojik açıklamalar)
-Sugoi
+Bunu, Miyuki için yaptım.
~Onii-sama

Evet, Mahouka’nın özeti sadece bu konuşmalar ve yukarıdaki video olabilir. İzlediğim en sıkıcı animelerden birisiydi. 

31- Date a Live


Hâli hazırda saçma olan ama yer yer güldürmeyi başarabilen Date a Live, ikinci sezonunda iyice saçmalaştı ve bu sefer güldürmedi. [+]

30-Inou Battle wa Nichijou-kei no Naka de


İlk başladığında hafiften sürpriz bir anime olma ihtimalini sezdiren Inou battle, ana karaktere aşık olan bütün kızların teker teker işlendiği çok sıkıcı bir harem-chuniibiyo karışımı olmaktan öteye gidemedi. 

29-Gokukoku no Brynhildr


Aşırı abartılan Elfen Lied’ın mangakasından, yine çıplaklık ve zorlama vahşetin bir araya getirildiği dengesiz bir seri. [+]

28-Ookami Shoujo to Kuro Ouji


İlk başlarda nefret ettiği inanılmaz yakışıklı ve karizmatik erkeğe zamanla âşık olan bir kızın hikâyesi. Size de tanıdık geldi mi? Çok klişe bir konuya sahip olmasına rağmen başlarda birazda olsa eğlenceli olan Okami Shoujo, zamanla bu özelliğini kaybederek çok sıkıcı bir seri olarak tamamlandı.

27-Grisaia no Kajitsu 


Grisaia, farklı ve ilgi çekici başlamıştı. Yuuji gibi ciddiliği ile güldürebilen ilginç bir karakter vardı serinin göbeğinde. Ancak, ilk birkaç bölümden sonra serinin temposu inanılmaz şekilde dengesizleşti. Yuuji karizmatik ve elinden iş gelir birisinden, tek başına ülke fethedebilecek bir ramboya dönüştü ve yaşanan olaylarda mantık aramak zorlaştı. Bir visual novel uyarlaması olan serinin, devam VN’leri de birer adet special bölüm ve tv serisi olarak yakında yayınlanacak. Umarım ilk sezonda yaşanılan hayal kırıklığı, bu uyarlamalarda da devam etmez. 

26-Ao Haru Ride


Bu da bir başka aşırı klişe Shoujo serisi. Hikâye bazında sonlara doğru sunduğu dram öğeleri dışında hiçbir farklılık ortaya koyamayan Ao Haru Ride, finalini de hikâyenin ortasında yaparak, manganın reklamından fazlası olamadı. [+]

25-Daitoshakan no Hitsujikai


Klasik bir VN düzeninde giden ve kız karakteleri teker teker tanıtıp, esas aşk odağı üzerine odaklanan Daitoshakan, beklenmedik derecede ilginç bir fantastik altyapıya sahipti. Bu yaratıcı sayılabilecek kurgudan alabileceği en düşük verimi alan anime, vasat bir seyirlik oldu.

24-Jojo's Bizzare Adventure: Stardust Crusaders


JoJo’nun ilk sezonu (2012) inanılmaz derecede farklı ve vahşiydi. Özellikle ikinci yarısında, müthiş ana karakteri Joseph sayesinde harika bir animeye dönüşmüştü. Ancak 2014 yılında gelen devam serisi, Stardust Crusaders, benim için tam anlamıyla bir hayal kırıklığı oldu. Mısıra gitmek üzere yola çıkan kahramanlarımız yol boyunca sürekli diğer stand kullanıcıları tarafından engellenmeye çalışıldı. Her bölüm bıkmadan aynı formülü kullanan Stardust Crusaders, kendini tekrar eden yapısıyla beni fazlasıyla sıktı.

23-Amagi Brilliant Park


KyoAni’nin son zamanlarda yaptığı çoğu anime’nin aksine moe öğelerini biraz kıstığı Amagi Brilliant Park, Ana karakter seiya’nın narsist yapısı ve zaman zaman başarılı olan komedisi ile idare eder bir animeydi.

22-Ryugajo Nanana

Hala açıklamasını yapamadığım bir cazibeye sahip olan Rugajo nanana, neredeyse hiçbir şey anlatmamasına ve hikâyenin orta yerinde bitmesine rağmen; beklenmedik aksiyonu ve içimi rahatlatan yapısıyla izlerken zevk aldığım bir animeydi. [+]

21-Psycho-pass 2

 

İlk sezonuna bayıldığım Psycho-Pass, ikinci sezonu ile benim için yılın en büyük hayal kırıklığı oldu. Urobochi Gen’in olmamasından mıdır, yoksa başka bir nedenden dolayı mı, bilemiyorum ama Psycho-Pass’ın bu kadar saçma bir hikâye oluşturabileceği kırk yıl düşünsem aklıma gelmezdi. [+]

20-Toaru Hikuushi no e koi uta


Alternatif bir evrende, dünyanın sonunu bulmak için yola çıkan pilotlar ve pilot adayları olan öğrenciler arasında yaşanan anılar, romantizm ve drama… İçerisinde bulunan aşk hikâyesini yansıtma konusunda iyi sayılabilecek bir iş çıkaran seri, aynı başarıyı drama konusunda yakalayamadı. Anlatım konusunda ciddi sıkıntıları olan Toaru, çok daha başarılı bir şekilde nakledilebilecek malzemeye sahipti. [+]

19-Tokyo Ghoul


Psikolojik tasvirleri yansıtma konusunda çok başarılı olan Tokyo Ghoul, kötü süre planlaması ve sıkıcı ara bölümleriyle beklentilerin altında kalan bir ilk sezon sundu. [+]

18-Fate/Stay Night


Ufotable tarafından yeniden yapılan Fate/Stay Night serisi olan Unlimited Blade Works, Fate zero’nun başarısının sadece süper animasyon sayesinde gelmediğini anlamamızı sağladı. Belki buraya kadar olan kısmı ilk TV serisinden izlediğim ve gelecekte olacak şeyleri de filminden genel hatlarıyla bildiğim için beni sıkıyor olabilir. Ama ne olursa olsun Fate Stay Night’ın hikâyesi, Fate zero’nun yanında çok hafif kalıyor.


17-Isshukan Friends


Sıcaklık ve hüznün birleşmesi sonucu buruk bir mutluluk hissi veren Isshukan Friends, kendi halinde seyreden ve maalesef yarım kalan bir anime oldu. [+]

16-Aldnoah.Zero 



Strateji temalı mecha aksiyonunu, başarılı bir ana karater eşliğinde iyi yansıtan Aldnoah Zero; cesurca öldürdüğünü düşündüğümüz karakterleri aslında ölmedi şeklinde lanse etmeseydi, çok daha başarılı olabilirdi. [+]

15-Akame ga Kill


Çok hızlı ve acımasız başladı Akame ga Kill. Bölümlerler ilerledikçe aynı şekilde devam eden tempo ve acımasızlık, bir noktadan sonra frenlerin kopmasına ve zorlama ölümlere neden olarak, serinin çok daha olumlu şekilde anılma şansını da harcamış oldu. [+]

14-Soredemo sekai wa Utsukushi


İlginç bir kız ana karakter, başarılı yansıtılan dönem atmosferi, samimi bir komedi anlayışı ve iyi şekilde yedirilen farklı bir aşk hikâyesi. Soredemo Sekai wa Utsukushi, bu listede adı geçen diğer iki türdeşinin kendisine örnek alması gereken, oldukça kaliteli bir Shoujo uyarlamasıydı.

13-Nanatsu no Taizai


İtiraf ediyorum: Natatsu no Taizai’ı bu kadar yukarı koyacağım aklımın ucundan bile geçmezdi. O bildiğimiz mainstream Shounen uyarlamalarından biri olan ve çok kötü başlayan Nanatsu no Taizai, bölümler ilerledikçe ilgi çekici bir hal almaya başladı. Özellikle ikinci yarısında, enfes müziklerle süslenmiş; temposu yüksek ve izlerken eğlendiren harika bir aksiyon sunması, aralarda yine devam eden naif ve saçma shounen unsurlarını görmezden gelmem için rahatlıkla yeterli oldu. Ana karakter tercihi inanılmaz kötü olan seri, “Ban” gibi ilgi çekici ve bir shounen serisi karakterinden beklenmeyecek şekilde etkiyici bir geçmişe sahip olan bir karakter dururken, neden o kadar klişe bir ana karakter seçmiş anlamak zor. İzlerken arkada yaşanan hikâyeyi pek ciddiye almasam da, kaliteli ve yüksek tempolu aksiyonu sayesinde Nanatsu no Taizai, benim için çok güzel bir sürpriz oldu.

12-Haikyu!! 


Sporla bayağı iç içe olan ve spor animelerini seven biri olarak, bir türlü sevemediğim spor olan voleybolu bana sıkılmadan izleten Haikyuu, gerçekçi anlatımı temel alan yapısıyla başarılı bir spor animesiydi. Bir yukarıdaki gibi yine çok kötü ve klişe bir ana karaktere sahip olan seri, spor animelerinde önemli bir nokta olan heyecan duygusunu verme konusunda ise kısmen yetersizdi. [+]

11-Nisekoi


Çok klişe bir hikâye ve harem öğeleri üzerine kurulmuş bir romantik komedi olan Nisekoi, neyi temsil ettiğini ve yapması gerektiğini çok iyi bilip, elindeki kartları doğru yerlerde oynayarak çok eğlenceli bir anime oldu. İkinci sezonu da 10 Nisanda başlıyor. [+]

10-Bokura wa minna Kawaisou 


Bokura wa Minna Kawaisou da bir başka başarılı romantik komedi örneği. Narin bir aşk hikâyesinde iki karakterin birbirine yavaşça yakınlaşmasını izlediğimiz seride, yan karakterlerin büyük katkısıyla komedi de oldukça ön plandaydı. Sonunun açık bitmesi pek hoş olmasa da, Bokura wa minna Kawaisou, izlerken insanı oldukça rahatlatan başarılı bir animeydi. [+]

9-Noragami


Aylak bir Japon tanrısının yolunun bir kızla kesişmesi ile başlayan Noragami, genellikle Yato’nun renkli kişiliği üzerinden ilerledi. Komedi kısımlarının dışında karakter gelişimine de önem veren Noragami, yeri gelince sunduğu kaliteli aksiyon ve başarılı OST’leri ile de atmosfer konusunda çok başarılı bir animeydi. Serinin ikinci sezonu da, benim bu yazıyı yazdığım gün içerisinde duyuruldu. [+]

8-Kiseijuu


Oldukça ilginç bir konuya sahip olan Kiseiju; gerilim, psikoloji ve aksiyon unsurlarını başarılı bir şekilde kullandı. Olayların akıcı ve olağan şekilde geliştiği izlenimini veren yapım, sonlara doğru insanoğlunun içyapısı hakkında da derin sorgulamalar yaparak senenin en başarılı animelerinden birisi oldu. [+]

7-Gekkan Shojo Nozaki


Shoujo mangaların klişeleri ile dalga geçmek üzerine kurulmuş müthiş bir komedi örneği. Gekkan Shoujo, sadece Shoujo serilerle dalga geçmek ile yetinmiyor, klasik ve popüler japon kültürünün birçok elementi ile de kafa buluyor. Çok hafif olsa da romantizm de sunan seri, bu senenin en başarılı komedisiydi. [+]

6-Zankyou no Terror


İlk bölümü ile fırtına gibi bir giriş yapan Zankyou no Terror, hangi yönüne bakılırsa kalite görülen bir animeydi. Ortalara doğru süper zekâlılar kapışması yönüne doğru kaymayıp, finalini biraz daha zor tahmin edilebilir bir şekilde yapsaydı, rahatlıkla bir başyapıt olabilirdi. [+]

5-Shingeki no Bahamut: Genesis 


2012 yılında kurulan Mappa stüdyosunun Zankyou no Terrordan sonra, bu seneki ikinci büyük bombası. Türlü mitolojileri ve kültürlerini birbirine karıştırıp ortaya oldukça farklı bir hikâye çıkaran Shingeki no Bahamut: Genesis, senenin en eğlenceli ve en başarılı serilerinden birisiydi. [+]

4-Gin no Saji


Gin no Saji, hali hazırda çok başarılı bir slice of life örneği olan ilk sezonunun üstüne, küçük ama bir o kadar da değerli eklemeler yaparak, çok güzel bir seyirlik sundu. Çiftlik hayvanlarının doğum sahnesini bile ilgiyle izletebilecek derecede, tanıtmak istediği hayatı çekicileştirmekte başarılı olan seri, Hachiken’in kendisi ve hayat hakkında daha kararlı ve istediğini bilen bir birey olma yolundaki ilerleyişini de efektif bir şekilde yansıtmayı bildi.

3-Barakamon


İlham kaynağı yetersiz olduğu için hayal gücü kısıtlanan ve sanatı monotonlaşan bir kaligrafi ustası olan Handa’nın, kendisini yeniden bulması ve olgunlaşması için bir köye gönderilmesi ile başladı seri. Köy hayatını başarı ile yansıtıp, üzerinden komedi yapma konusunda çok başarılı olan Barakamon; Handa’nın çocuklarla ve samimi köylüler ile kaynaşarak, kendisi için değerli şeyler bulabilmesinin anlatıldığı enfes bir Slice of Life örneğiydi. [+]

2-Daiya no Ace


Japonlar için beyzbol çok önemli bir spor. Öyle ki aslen Amerika menşeili olan bu sporu Japonlar milli sporları olarak görüyorlar. Beyzbol’un Japonya'da bu kadar popüler olması haliyle animelerde de çok sık karşımıza çıkmasına neden oluyor. Beyzboldan millet olarak hiçbir şey anlamadığımız için bende birçok animede oynandığını görsem de, nasıl oynandığı hakkında hiçbir bilgim yoktu. Esas konusu bu spor üzerine olan Cross Game adlı bir seri izlememe rağmen beyzboldan hiçbir şey anlamamaya devam ettim… Ta ki Daiya no Ace gelene kadar. Anlattığı sporu bu kadar dengeli ve gerçekçi bir şekilde aktarıp, karakterlerin gelişimini inanılmaz derecede gerçeğe yakın tutan başka bir spor animesi hatırlamıyorum. 75 bölümlük ilk sezonunu tamamlayan ve içerisinde büyük bir turnuva bitiren seri de, ana karakterimiz bırakın takımın en önemli parçası olmayı, kendisini tam anlamıyla kabul ettiremedi bile. Aslında Daiya no Ace, hakkında inceleme yazısı yazmayı çok istediğim bir seri ama seri bittikten hemen sonra(haftaya), ikinci sezon başlayacağı için tamamen bitmesini bekleyeceğim. Gerçi burada da bir inceleme yazısı kadar uzun yazarak, seriye ne kadar bağlandığımı belli etmiş oldum.

1-Shigatsu wa Kimi no Uso


Hayattan kesitler, aşk, dram, olgunlaşma, kendini tanıma, suçluluk, yalnızlık ve daha nice olgunun harika bir denge ile işlendiği, tamamlandığında beni neredeyse ağlama noktasına getiren Shigatsu wa Kimi no Uso, 2014 yılının kesinlikle en başarılı animesiydi. [+]

Yorumlar