Yaz 2015: İlk İzlenimler veya İlk Yarı İzlenimleri


Özel hayatımdaki yoğunluk nedeniyle bir sezonu komple atlayacak kadar uzun bir süre ayrı kaldığım bloguma sonunda yeni bir yazıyla geri döndüm. Bu son 3-4 aylık süreçte anime izlemeye eskisi kadar vakit ayıramadım ve bundan sonradaki görünen süreçte de, yine çok fazla vaktim olmayacakmış gibi gözüküyor. İzlediğim anime sayısını minimumda tutmak için yeni serilere başlama ve devam etme konusunda çok daha seçici olacağım. Bu arada yazının başlığı biraz farklı oldu ama "Böyle başlık mı olur lan?" demeyin. "Birdman veya cahilliğin umulmayan erdemi" diye film ismi oluyorsa böyle bir başlıkta gayet tabi olabilir. (:D)

Son yıllarda başlamasından önce beklentilerin en yüksek olduğu sezonlardan birisi olan 2015 ilkbahar sezonu, göreceli de olsa beklentileri karşıladı. Hali hazırda kendini kanıtlamış birçok önemli serinin devam sezonlarının yanı sıra, birkaç tane kaliteli yeni animeyi de bizlere kazandıran ilkbahar sezonundan sonra bakalım yaz sezonu animeleri ilk haftalarında nasıl performanslar sergilediler.

Akagami no Shirayukihime

Alternatif bir pamuk prenses hikâyesi ile karşımıza çıkan Akagami no Shirayukihime, güzel yansıttığı dönem atmosferi ve oluşturduğu hoş romantik altyapısı ile başarılı bir seyirlik olacak gibi gözüküyor. Shirayuki ve Zen ikilisinin çok iyi tutturulmuş kimyası, seyir zevkini artıran sebeplerin başında geliyor. Eğer ben bir “Best Anime Couples ( En iyi/Uyumlu/Yakışan Anime Çiftleri)" listesi hazırlasaydım, şu ana kadar ki uyumlarını devam ettireceklerini varsayarak bu ikiliyi kesinlikle listeye dâhil ederdim.

İzlediğim Bölüm Sayısı: 4      İzleme Durumu: İzliyorum


Charlotte

Ünlü Visual Novel firması Key’in bünyesinde bulunan en önemli hikâye yazarı Maeda Jun’un, 5 yıl önce birlikte çalışıp orijinal bir anime olan Angel Beats’i ortaya çıkardığı P.A Works stüdyosu ile yeniden bir araya gelerek bizlere sunduğu bir başka orijinal anime. Maeda Jun’un yazdığı bütün animelerde olan naif izlenimi vererek başlayan seri, henüz 2. bölümden ön izlemesini verdiği dramatik öğelerini sonlara doğru iyice artırarak, bizi bir hayli şaşırtacak ve ağlayacak duruma getirecek eşsiz bir seriye dönüşecektir.

İzlediğim Bölüm Sayısı: 5       İzleme Durumu: İzliyorum


Durarara!!x2 Ten

3 bölüme ayırılan ikinci sezonun ikinci kısmı başladı. 2. Sezonun ilk kısmı başlarken söylediklerim aynen geçerli. Durarara!! anlatılmaz, yaşanır… Veya izlenir.

İzlediğim Bölüm Sayısı: 1       İzlenme Durumu: İzliyorum


Gangsta.

Uzun zamandır beklediğim tarzda sağlam bir Seinen serisi sonunda geldi. Polisle iş birliği içerisinde, yer altı dünyasında aşırıya kaçanların icabına bakan iki ağır adamın; bir hayat kadınına sahip çıkmasıyla başlayan seri, yoğun şiddet ve cinsellik öğeleriyle yetişkinlere yönelik içerik sunuyor.

İzlediğim Bölüm Sayısı: 5       İzleme Durumu: İzliyorum


Gate: Jietai Kanochi nite, Kaku Tatakaeri

Konusu itibari ile aşırı şekilde "Outbreak Company"e benzettiğim pek de orijinal bir seri olmayan Gate’e, opening'i hatırına birkaç bölüm daha şans vermeyi düşünüyorum. 

İzlediğim Bölüm Sayısı: 1      İzleme Durumu: Birkaç bölüm daha deneyeceğim


God Eater

Son zamanların en karakterli animasyon stillerinden birisi ile seyirci karşısına çıkan God Eater, Japonların deli gibi oynadığı canavar avlama oyunlarından bir başkası olan, aynı isimde ki "God Eater" oyunundan uyarlama. Hikâye olarak bu tarz seriler genellikle pek derinlik barındırmasa da, God Eater’ın ilk bölümü oldukça kaliteli ve ümit vericiydi.

İzlediğim Bölüm Sayısı: 1       İzleme Durumu: Şimdilik izliyorum


Jitsu wa Watashi wa

Sır saklayamayan bir lise öğrencisinin, âşık olduğu kızın vampir olduğunu öğrenmesi ve bunu sır olarak saklayacağına söz vermesiyle ilk bölümünü tamamlayan jitsu wa Watashi, hafif ve rahatlatıcı özelliği ile ilginç bir romantik komedi olabilecek gibi duruyor.

İzlediğim Bölüm Sayısı: 1      İzleme Durumu: Zaman kısıtlılığı dolayısıyla bıraktım


Joukamachi no Dandelion

Çok kalabalık bir aile… Babaları aslında kral… Kardeşlerin özel güçleri var falan derken kapattım. Çok saçma ve gereksiz.

İzlediğim Bölüm Sayısı: 1. Bölümün ilk 6-7 dakikası      İzleme Durumu: Bıraktım


Kuusen Madoushi Kouhosei no Kyoukan

Daha önce de detaylıca bahsettiğim, son zamanlarda, her sezon en az bir-iki örneğini görmeye alıştığımız Ecchi-Fantasy (Artı Harem) Light Novel uyarlamalarının yeni üyesi. Henüz ilk bölümden 3 kızın esas oğlana sapık demesiyle başlayan Kuusen Madoushi, inanılmaz derecede sıkıcı ve gereksiz. Uzak durulmasını şiddetli tavsiye ederim.

İzlediğim Bölüm Sayısı: 1 (Bol bol ileri sararak)       İzleme Durumu: Bıraktım (Tabi ki)


Monster Musume no Iru Nichijou

İnsan – Hayvan karışımı kızlarla değişik bir fetiş oluşturan ve mangası dünya genelinde bir hayli popüler olan Monster Musume, insanları değişik arayışlara sürükleyebilecek bir Hentai… Yok, pardon Ecchi serisi. Benim şahsen böyle bir saçmalığa ayıracak zamanım yok. Zamanı olanlarda bence izlemedikleri başka serilere yönelmeliler.

İzlediğim Bölüm Sayısı: 1      İzleme Durumu: Bıraktım


Okusama ga Seitokaichou!

Öğrenci konseyi başkanı olan sapık bir kızın, konseyde ki yardımcısının evine taşınması ve “ailelerimiz bizi küçükken nişanlamışlar, biz de şimdi evli sayılırız” dediği, hayli geyik bir Ecchi serisi. Bölüm süresi 8 dakika civarında olduğu için sıkmaya pek vakti yok. Türü sevenler izleyebilir.

İzlediğim Bölüm Sayısı: 1       İzleme Durumu: Bıraktım


Overlord

Bu tarz oyun dünyası içerinde yaşayan karakterlerin olduğu serileri sevmesem de, Overlord’un ilk bölümünde eğlendiğim yerler oldu. Yine de ön yargımı kıracak kadar farklı bir seri değil. İzlemeyi düşünmüyorum.

İzlediğim Bölüm Sayısı: 1      İzleme Durumu: Bıraktım


Prison School

İnanılmaz saçma bir konuyla oluşturulan izlemesi zevkli bir Ecchi. Sapıklık konusunda zirvelere oynayan Prison School, komedi konusunda da oldukça başarılı. Özellikle 3. bölümünü izlerken gülmekten karnım ağrıdı.

İzlediğim Bölüm Sayısı: 4      İzleme Durumu: İzliyorum


Rokka no Yuusha

Dünya üzerinde birkaç yüzyılda bir görünen şeytani bir varlıkla savaşması için seçilen 6 kahramanı anlatan Shounen serisi.  Kendinden oldukça emin bir ana karakterle yola çıkan Rokka no Yuusha sıkıcı olmasa da, fazla klişe. Şöyle söyleyeyim: Ana karakter hapisteyken yanına hizmetçi şeklinde gelen kızın aslında prenses olduğuna anlamayan, tahmin edemeyen var mı? Yok değil mi? Bu türe ait çok daha iyi örnekler var, zamanınızı onlara ayırmanız sizin için daha faydalı olur.

İzlediğim Bölüm Sayısı: 1       İzleme Durumu: Bıraktım


Shimoneta to Iu Gainen ga Sonzai Taikutsu na Sekai (Shimoneta)

Şu ana kadar ki en uçuk ve sapık anime dünyalarından birisine Shimoneta ile şahit oluyoruz. Yakın gelecekte cinsellikle ilgili konuşmanın yasak olduğu, çoğu kişinin cinsellikle ile ilgili en ufak bir şey bile bilmediği bir ahlaki toplum düzeni oluşturan Japonya da; İnsanların yeniden dilediği gibi sapıkça düşüncelere sahip olabilmesini ve cinsel göndermeler yapabilmesi için erotizmi çevresine yaymaya çalışan birkaç öğrenicinin hikâyesi. Özellikle Ayame’nin uygunsuz konuşmaları ile sınırları zorlayan Shimoneta, hiçbir cinsel öğeyi anlayamayan çoğunluğun, gördükleri seks öğeleri karşısında karışık duygular içine girmesinin yansıtılma şekli ile gerçekten özgün ve zevkli bir Ecchi serisi olarak ön plana çıkıyor. Fan service yapacaksınız böyle yapın!

İzlediğim Bölüm Sayısı: 2      İzleme Durumu: İzliyorum


Sore ga Seiyuu!

Animeyi benim için bu kadar özel yapan birçok nedenden birisi de, Japonca seslendirmelerin çok başarılı olmasıdır. Japonya’da ki seslendirme işi tüm dünyadan daha gelişmiş ve başlı başına bir endüstri haline gelmiş durumda. Bende "şu anime de kim kimi seslendirmiş", "ha şu kız bu anime’de de varmış", "sesi çok güzel" falan derken, zaman içinde Seiyuular'ı tanımaya ve haklarında belli oranda bilgi sahibi olmaya başladım(Hiçbirinin hayranı falan değilim). Sore ga Seiyuu da seslendirme işlerinin nasıl yürüdüğünü göstermesi açısından, benim için öğretici ve ilgi çekici bir anime.

İzlediğim Bölüm Sayısı: 1      İzleme Durumu: İzliyorum


To Love-Ru Darkness 2nd



Önceki sezonları izleyenlerin alışkın olduğu şekilde giden bir diğer seri de, To love-ru Darknees. Ana karakterimiz Rito yine sürekli *kazayla* kızların üzerine düşüyor ve eli, ayağı, kafası en olmadık yerlere giriyor, bu kızlarımızın hepsi de yine Rito’nun peşinde koşmaya devam ediyor. Serinin esas amacı olan fan service’lerin kalitesi yüksek oranda sansür nedeniyle baltalanıyor. To love ru’yu sevenler için gözüken en makul seçenek Blu-ray sürümünün çıkmasını beklemek. 

İzlediğim Bölüm Sayısı: 1       İzleme Durumu: Bıraktım


Ushio to Tora (TV)

Ushio to Tora, az önce bahsettiğim Shounen türüne ait daha iyi örnekler arasına girebilecek potansiyelde bir seri olduğunu henüz ilk bölümünden belli etti. Uzun zaman önce tamamlanmış bir manga serisinden uyarlanan Ushio to Tora, Nostaljik çizimleri ve tarzına, çok akıcı bir şekilde yedirdiği hikâyesiyle oldukça başarılı bir Shounen serisi olacağının sinyallerini şimdiden verdi. Üstüne üstük 26 ve 13 bölümlük iki farklı sezonla, orijinal manga serisinin tamamının uyarlanacağını ve hikâye tamamlandığında yarım kalmayacağını bilmek, Ushio to Tora’dan olan beklentilerin bir kat daha yukarı çıkmasını sağlıyor. *En son bu nedenle beklentilerin yükseldiğini belirttiğim serinin, tamamlandığında ne kadar büyük bir etki bıraktığını hatırlamışsınızdır herhalde. Hatırlamadınız mı? O zaman böyle buyurun.*

İzlediğim Bölüm Sayısı: 1      İzleme Durumu: İzliyorum


Power Rankings (Güç Sıralaması) 

Gangsta = Durarara!!x2 Ten > Charlotte  Akagami no Shirayukihime > Prison School  Shimoneta  Ushio to Tora = Sore ga Seiyuu > God Eater > Gate = Jitsu wa Watashi > Okusama ga Seitou Kaichou > Overlord > Rokka no Yuusha >>> To Love-Ru Darkness > Monster Musume >> Jokumachi no Dandelion >>>>>>>>>>>>>>>>> Kuusen Madoushi


Not: Power Rankings kullanımına yabancı bir blogda rastladım. Hoşuma gittiği için kullanmaya karar verdim.

Not 2: Her zamanki gibi önceki sezonlarını izlemediğim devam serilerine bakmadım. Diğer görüş bildirdiğim serilerde benim ilgimi çekebilme ihtimali olan serilerden ibaret. Yaz sezonunda başlayan serilerin tamamı bu yazıya dahil değil.

Not 3: İngilizce olan yazıları, kullanımları ile daha çok bütünleştikleri için orijinal dilinde yazıyorum. Türkçe karşılıklarını yazmamın sebebi de, -büyük çoğunluğunuz tabi ki anlıyorsunuz ama- anlamayanlardan ve sırf gösteriş olsun diye o şekilde yazdığımı düşünenlerden sitem işitmemek ve küfür yememek. Ayrıca ilk Türkçe karşılığı da, “Best, en iyi demek, en uyumlu değil. Yanlış çevirmiş geri zekalı” diye düşünenler olmasın diye alternatifli yazdım. Bazılarınız "Bu kadar açıklamaya ne gerek var ki" diyebilirsiniz ancak internet ortamında böyle her şeye takılan tipler maalesef fazlasıyla var.

Yorumlar